🔥İçimizi ısıtan odun ateşinde demlenen çay,
Bir sevda,birde sevda türküsü..✍️Neşet Ertaş üstada saygıyla...🍂🌾🍂 Günaydın.. ☕️🎶☔️🌾🍂
Bazı kadınlar kaç yaşında olursa olsun içinde uçan balon telaşıyla
Dans eden küçük bir kız çocuğu taşırlar
Abartılı sevmeleri saçmasapan halleri ve dudak büzüp
Şımarıkca omuz silkmeleri hep bu yüzdendir..
Ve saklambaç oynarken bir kuytu köşede uyuyakalmak kadar
Olasıdır onlar için oyunu kuralına göre oynamamak..
İçinden geldiği gibi davranan aklına ilk geleni konuşan,
Çıplak ayaklı dağınık saçlı bahçe düşesleridir bazı kadınlar..
Gülümsettiğiniz zaman küçücük göz bebeklerinin içine,
Sizi nasıl da kocaman yerleştirdiğini hayretle izlersiniz..
Seviyorsa ruhunuzu sesli kahkahalar atar yanınızda
Ve kıymetinizi derinden hissedersiniz..
Babasına ilk kez pişirdiği kahveyi taşıdığı gün olduğu kadar
Heyecanlı sevebilen kadınlar..
Ne kadar itina etse o kadar tökezleyebilen,
Sağa sola saçılan düş kırıklarını toplarken
Bağıra bağıra ağlayabilen gerçek kadınlar diyorum beyler..
Şanslıysanız onlardan biri mutlaka dokunur hayatınıza..
O zaman sakin olun..
Kalbindeki tırtıllara koza olun..
Düşmekten yorulmuştur yapabilirseniz
Kırılgan kalbine sığınak olun..
Sonra yaslanın ruhuna ve hiç susmayan bir şarkı olun.
Canım çok şey anlatmak istiyor ama yorgunum. Beynim yorgun, bedenim yorgun, bunca şeyi affeden kalbim bile yorgun artık. Heveslerim yorgun, iyimserliğim yorgun, konuşarak anlaşmaya olan inancım bile yorgun. Benden geriye mecalsiz bir şey kaldı sadece. Çok yorgunum.
Ne denmeli bilemiyorum ama hiç daha önceden bu kadar uzun süre sessiz kaldığımı ve sustuğumu hatırlamıyorum. Halimi açıklayabileceğim tek bir kelime bile yok. Birazcık olsun anlaşılmak için bunca üzüntüye, yıpranmaya, hırpalanmaya gerek var mıydı sahiden?
Belki her zaman iyi biri olamadım ya da doğru olanı yapamadım ama ben var ya kendimle gurur duyuyorum düştüğüm onca durumdan daha sağlam ve erdemli kalkmayı başardığım için. Hatalarım için üzgünüm ama gerçekten düzelmeye ve düzeltmeye çabalayan yanıma teşekkür ediyorum.
Hayatımın kimin nerede olması gerektiğini en iyi bildiğim dönemdeyim. Kafamın ve kararlarımın en net olduğu , kalbinden ve sevgisinden emin olduğum insanlarla beraber olduğum bir döneminde. Herşey en kötü haliyle bile çok güzel geliyor böyle olunca. Sıfır şüphe ve belirsizlik ~
"Çok sevince,çok sevdiğini düşünerek uzun uzun bakıyorsun yüzüne,ben bir daha böyle sevemem diye bakıyorsun.yüzün gülüyor başka tarafa baksa bile.nasıl baktığını görmesine gerek yok sen ona bakarak içinden öpüyorsun.güzel sevmek böyle bir şey."
Arkadaşım Buğra Sinanoğlu YouTube ve instagramdan takip etmenizi bekliyoruz
Artık hissedemiyorum. Kendimi kaybettim. Duygularda gelebilecek en son noktaya geldim, yıktım her şeyi. Umursamıyorum, beklemiyorum ve umudun ne olduğunu bilmiyorum. Ben sevgiyi tükettim, kendimden geçtim. Dümdüz yaşıyorum.Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış ağladığını kendin görmen ruhen yıkılış .Artık bir şeyler için çabalamaktan yoruldum. İçin karanlıksa hiçbir çiçeği sulayarak büyütemezsin.“Belki farkında değildir.” diyerek, içimi sana karşı hep sıcak tutabilmek için aklımı kaç kere yok saydığımı bilemezsin.Ve herşeye rağmen hep şunu demek istiyorum “Sonunu boş ver, başı çok güzeldi.”
Bir kaç mumu üflemek yeterlidir
Düşmeleri unutup yeni düşler kurmak için.
Ve biraz da bu yüzdendir
Doğduğuna pişman insanlar
Doğum günlerini kutlarlar.
Şiir gibi bakan kadınları
Şiirden anlayan adamlar sevmeli.
Ya da, Şiir gibi bakan kadınlar
Şiirden anlayan adamları sevmeli.
Sevmeli ki, ziyan olmasın o mısralar..
Ya da onun gibi bir şey işte..
"Mesafeler ilişkiyi bitirir düşüncesi, insanın kendi sevgisine güven duymayışındanmış. İnsan sevgisinin uzanabildiği yere kadar sever."
"Hiçbir şey planladığın, sevdiğin, hissettiğin gibi kalmıyor.Küçüklü büyüklü o kadar çok parçan kopup gidiyor,o kadar çok hayal kırıklığı yaşıyorsun ki bir süre sonra ben bundan daha fazla eksilemem deyip hissiz ve tepkisiz bir halde,olanlara şaşırmadan devam ediyorsun her şeye."
"Biliyorsun her şey geçecek.. Bu nefes alırken göğsüne batan iğneler, bu yutkunurken boğazına düğümlenen lokmalar. Bu dünyanın kıyısına gelip de aşağı düşüyormuşsun hissi. Hepsi hepsi geçecek.. Minicik bir sızı kalacak yüreğinde sadece. O kadar."
"Edebiyat şunun için güzeldir; senden asırlar önce yaşamış biri, senin de içini kemiren, genellikle ifade edemediğin duyguları tarif etmiştir bir yerlerde. Varlığından haberdar olmayan birinin, senin yerine sıkıntı çekmiş olduğunu görmek rahatlatır. Anlarsın, yalnız değilsindir."
Artık hissedemiyorum. Kendimi kaybettim. Duygularda gelebilecek en son noktaya geldim, yıktım her şeyi. Umursamıyorum, beklemiyorum ve umudun ne olduğunu bilmiyorum. Ben sevgiyi tükettim, kendimden geçtim. Dümdüz yaşıyorum.Yıprandığını bir tek senin bilmen kıvranış ağladığını kendin görmen ruhen yıkılış .Artık bir şeyler için çabalamaktan yoruldum. İçin karanlıksa hiçbir çiçeği sulayarak büyütemezsin.“Belki farkında değildir.” diyerek, içimi sana karşı hep sıcak tutabilmek için aklımı kaç kere yok saydığımı bilemezsin.Ve herşeye rağmen hep şunu demek istiyorum “Sonunu boş ver, başı çok güzeldi.”
"Zamanında yenilgi diye nitelendirdiğim bütün savaşları, aslında kazandığımı çok sonra fark ettim. Zaman en çok da gerçekleri görmeye yarıyor .İnsanı büyüten şeylerin yıllar olmaması ne hüzünlü şeymiş. Bazen bazı şeyleri o kadar özlersin ki, o özlediğin şeylere bir kez rastlamak için en umulmadık sokaktan bile geçersin ve ben hala baştan başlamaya inanıyorum. Ve gerektiği kadar baştan başlayacağım.Bak bir kitapta diyor "İnsan, unuttuğuyla tekrar tanışabilir" bu cümle bir gün lazım olursa umudumuz olsun.”
“Çok karışığım. Bir yanım olabildiğince huzursuz ve yorgun. Diğer yanım mucizelere ve düşlerin gerçek olabileceğine halen inanıyor ve heyecanını koruyor. Bu iki yan arasında ben, eziliyorum.”