"Parkamı, botlarımı çıkarmayacağım. Ölüm gömleğini giydirecekler, giymeyeceğim. Traş olmayacam. Bir sigara yakacam, üstüne demli bir çay içeceğim. Haa… bak, Rodrigez’in o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim. Urganı kendim boynuma geçireceğim. Sonra dönüp beni seyredenlere sesleneceğim. Ölen bedenimdir, düşüncem yaşıyacak’’ diyeceğim."
Deniz Gezmiş
Türkçe yazılmış bir şiiri sana çevirircesinden...
Bir gün annemin çığlığıyla bütün şehir uyanacak ama ben uyanmayacağım.
Kusma isteğim, baş ağrılarım, uykusuzluğum, acılarım, hayattan bıkmışlığım geçmiyor. İyiyim, sadece biraz sinir ve stres. Bir şey yok, iyiyim.
Ya biz bir rüyadaysak ve uyandığımızda diğer insanlar bizim öldüğümüzü düşünüyorsa...
17 yasinda bir lise öğrencisinin 1996 yılında yazmış olduğu bi intihar mektubu :
canimdan cok sevdigim annem ve babam´a
sabah uyandığınızda anne yine odama gelip beni uyandırmak isteyeceksin. belkide bu defaki soğuk tenimin sonucu, geceleri içtiğim sigara dolayısıyla açık bıraktığım pencereye yükleyeceksin. ama bu defa ben kalkmayacağım anne. çok düşündüm çok tarttım hayatin hafifliğiyle kalbimin ağrılarını . bir çok sorunuz belki yanıtsız kalacak biliyorum. ama bu dakika hiçbirini açıklamaya yetmez artık. ben boşverdim sizde boşverin. bu odada kafamı yastığa koyup tavana baktığım günlerin anisi geçiyor gözlerimden. yüreğim çok burkuldu anne , ne yalnız kalabilmeyi becerebildim nede bir birlikteliğin bir parçası olabilmeyi. beni ölüme götüren yolun hiç mümkünü olmayan bir hayat olduğunu anladım. hayatım boyunca hiç birseye karar veremedim belki ama bu intihar sanirim hayatımdaki en önemli kararım. kimsenin sucu yok sadece birilerini ben kaldıramadım
Hiçe bağırıyorum sesimi duyun...
"Demek benimle görüşmek istiyorsun?" diye sordu Tanrı.
"Eğer zamanınız varsa." dedim.
Gülümsedi,
"Benim zamanım sonsuzdur." dedi. "Ne sormak istiyorsun bana?"
"İnsanoğlunun seni en çok şaşırtan davranışlarını."
Tanrı şöyle cevapladı sorumu:
"Çocukluktan sıkılırlar, büyümek için acele ederler ve sonra çocukluklarını özlerler. Para kazanmak için sağlıklarını kaybederler ve sağlıklarını geri kazanmak için para veririler. Gelecekten endişe ederken bugünü unuturlar, böylece ne bu günde ne gelecekte yaşarlar. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken, hiç yaşamamış gibi ölürler."
Seni seviyorum ama bunları yüzyüzeyken konuşuruz...
Huzur bazen sigaraydı, bazen 35'lik rakı ama asla sıcak bir omuz olmadı. Büfelerde yoktu, çünkü poşete sığmazdı...
Bütün hayallerimiz Galata'nın Kız Kulesi'ne kavuşabilmesi kadar imkansız.
Aslında sadece yalnız kalmak istiyorum. Geri kalan hayatımı tek başıma geçirmek istiyorum. Hani diyorlar ya yalnızlık kötü bişey diye bence en güzel şey yalnızlık. Hayatımda kendimden başka hiç kimseye gerek yok zaten hayatıma başkalarını aldıkça kendimi çıkarıyorum. Ben kimsenin bana karışmadığı bi hayatı seviyorum, ben kimsenin bana karışmadığı beni seviyorum.
Ben o gece, o parkta sabaha kadar küçük bir çocukmuş gibi ağladım senin zerre umrunda olmazken…
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyliyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim,
Sen de bilme, Lavinia.
-Özdemir Asaf/ Lavinia
ağlamamak için kafasını gökyüzüne kaldırıp, derin derin nefes alanları anlamayacak olanlardansınız.
Sustukça daha çok üzerime geliyorlar sence aptal mıyım??
Hayır tabi ki değilsin sadece bazı aptal insanlar susan insanların kendilerini suçlu hissettikleri için sustuğunu düşünüyor
Hani saatlerce ağlarsın hıçkıra hıçkıra, sonra yorgun düşüp sessizce tavanı seyredersin ama hâlâ ıslaktır yanakların...
çok mutsuz olabilirsin, çok acı çekebilirsin, her şeyini kaybetmiş, ölmek istiyor olabilirsin. sen ne yaşarsan yaşa; hayat kendine gelmeni beklemeden akar gider ve zaman seni asla durup da beklemez. sen ne kadar gözyaşı dökersen dök bir yerde insanlar kıskanılacak derecede mutlu olmaya ve gülmeye hatta kâhkâha atmaya devam ederler. yani çektiğin acıları en derin sen hissedersin. ve onların verdiği zarar yetmiyormuşçasına kendini öldüresiye hırpalarsın. aslında çeker gidersin ama herkes kaldığını sanır.