Senden sonra 23 şehir gezdim.
3 kilo aldım.
Saçlarımı 6 kez boyadım.
Dünya bilmem kaç 365 günde
bilmem kaç dönümünü tamamladı.
Darbe oldu.
İhtilâl oldu.
Barış gelmedi.
Savaş bitmedi.
Seni özledim.
İltica edecek tek yer bulamadım.
Gittiğim her yerde senden bir nefes bıraktım. Belki yürürsün aynı sokakta.
Ayak izime denk düşer ayak izin.
Belki saçına değer nefes.
Belki sen de bir gün özlersin diye, seni uzakta bıraktım.Seni uğurladım.
Sana kavuştum.Seni terk ettim.
Bilmem kaç kilometre yol gittim.
Evren kaydı.
Sen göğüs kafesimden milim kaymadın.
#Ezel Roz Manaz#şiir#
Kalbi olanın elbette hüznü vardır. Hüznü olanın sığındığı “Rabbi vardır.”
Sâbrıma da....
Hüznüme de "Elhamdülillah"...!!
Susmak yalnızlığın ana dilidir,Ömür hanım, şiiridir, beni konuşmaya zorlama ne olur.Sözün sularını tükettim ben,kaynağını kuruttum.Geriye bir büyük sessizlik kaldı yüreğimde,kalabalıklar, kalabalıklar kadar büyük...Yalnızım Ömür hanım, geceler boyu akıp giden ırmaklar gibi karanlıklar içre, öyle yitik,öyle üzgün, yalnızım...Sularım toprağa sızıyor bak.Yüzümü geceler örtüyor. Binlerce taş saklanıyor içimde.Kim kimin derinliğini görebilir,hem hangi gözle?
Bir “Hayırlısı” ile üzerini örttüğüm “Keşke” lerim var.
Birde “İnşallah” ile saklamaya çalıştığım çaresizliklerim...
Sus, ağlama artık yüreğim.
Gözyaşı döktükde ne geçti elimize.
Alışık değiliz ama alışmalıyız yüreğim.
Hadi toplan gidiyoruz, kalamayız daha fazla.
Kaldıramayız bunca ağrıyı,
Toparlan yüreğim, içindeki ceseti çıkar at.
Ağırlık yapmasın bize, yolumuz uzundur artık.
Vakit sona yaklaşıyor, güneş batmak üzere.
Erken kalkan çok yol alır misali biz hiç uyumayalım bu gece.
Vakit gitme vakti'dir.
Toplan hadi toplan yüreğim yolculuk var ve yollar bize yar.
Kuşlar çoktan göç etti buralardan.
Gökyüzüm yaralı bir asker gibi kaldı.
Aşk dedim, boğazımda kaldı.
Hadi çabuk yüreğim.
Boşalsın üzerimde ki bilenmez acılar.
Ağırlığını taşıyamıyorum, çöküp kalıyorum.
Kavuştur özgürlüğüme beni.
Acının neresinden dönersem kırgınım ona..
Vakit gitme vakti...!
İki gözüm bilirsin beni fazla konuşamam. Anlatamam içimdekilerini, susturulmuşum anlaşılmamışım, bu yüzdendir sessizliğim, bir sana dökülür içim, getir dizlerine uzanayım biraz, oracıkta ölesim var...
Bir yanımız zehir zemberek,bir yanımız bahar bahçe...!
Sustuğum şeyler var,
Hiç konuşmadıklarım...!
İçimde kaybolduğum şehirler,
Ve içimde kaybolup giden insanlar...!
Eskisi kadar kafama takmasam da bazı şeyleri,
Bazen yine de içimin almadığı haksızlıklar var...
Hak ettiklerimle vazgeçtiklerimi
Ayırdığım günden bu yana,
Solumu sevdiklerime, yolumu ise;
#Allah'a bıraktım...#
O ki; varacağım yeri de benden daha iyi biliyor..!
Ve biliyorum ki;
Sabreden kullarına, en hayırlısından veriyor..
Kırgınların, yaralıların, gidecek yeri, atacak adımı kalmamışların, vurulmuş da ortada kalmışların, ölmüş de cenazesi unutulmuşların grubundayım; yolunu şaşırmışların, kendisini karanlık ormanların ortasında bulmuşların. Dilese de oluvermemişlerden, ruhu defalarca yanan, derisi diri diri soyulan, her defasında bir daha yansın diye bir daha yenilenlerindenim. “Hiç yara almam,” sanırken aldığım yaralardan tanınırım belki. Yürümeye mecali kalmamış da iki koluna girip sürüklenen hastalar kafilesine kaydedilmiş olmalı adım.
Nazan Bekiroğlu / Mimoza Sürgünü
"Ne kötüdür insanın aklıyla yüreği arasında çaresiz kalması.
Ne kötüdür ona an kadar yakın,bir asır kadar uzak olması!"
"Ve bilir misin"
Ne acıdır insanın bildiğini anlatamaması...
"Ben"deyip susması,"Sen"deyip ağlamaklı kalması..
N.Hikmet RAN.
Yorma kendini memnun olmaz insanlar sussan dilsiz konuşsan arsız sayarlar kusurların bin türlüsünü yaparlar da Konu Sen Olunca hep mükemmeli ararlar çabuk unuturlar Omuzunda ağladıkları zamanları ama acı çeken sen olunca acına uzaktan bakarlar...!